Marka Tescil Sürecinde Sık Gözden Kaçan 5 Kritik Adım

Paylaş

Share on facebook
Share on linkedin
Share on twitter
Share on email

Giriş

Bir marka oluşturmakla iş bitmiyor: o markanın hukuki olarak korunması da gelecek güvenliği demek. Ancak pek çok girişimci ve şirket, bu korunma sürecinde “başvuruyu yaptık, tamam” diyerek kritik adımları atlıyor. Bu yazıda, Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) nezdinde marka tescili sürecinde sıkça gözden kaçan 5 kritik adımı ele alıyor; hem yasal güvenlik hem marka değeri açısından “göz önünde bulundurulması gerekenler” üzerine odaklanıyoruz.

1. Marka Oluşturma ve Ayırt Edicilik

Marka yalnızca bir isim değil; bir hikâye, kimlik ve vaat demektir. Ancak tescil için önemli olan, markanın ayırt edici olmasıdır. TÜRKPATENT’e göre, marka tescili yapılacak işarette “bir teşebbüsün mallarının veya hizmetlerinin diğer teşebbüslerin mallarından veya hizmetlerinden ayırt edilmesini sağlaması” şarttır.

Örneğin “Güvenli Yazılım” gibi açıklayıcı bir kelime, ayırt edici nitelikte kabul edilmeyebilir.

Bu yüzden, markanızı seçerken hem pazarlama açısından güçlü hem de tescil açısından uygun olup olmadığını “ayırıcı” kriterlerle değerlendirin.

2. Sınıfların Doğru Belirlenmesi — Koruma Alanını Geniş Tutun

Tescil başvurusu yaparken marka hangi mal/hizmet sınıflarında korunsun kararını vermek büyük önem taşıyor. Türkiye’de 45 farklı mal/hizmet sınıfı bulunuyor.
Yanlış ya da eksik sınıf seçimi, markanızın bazı alanlarda korumasız kalmasına yol açabilir.
İpucu: Faaliyet alanınız genişleyebileceği için “yakın gelecekte eklenebilecek hizmet/mallar” için de sınıf eklemesini düşünün.

3. Başvuru Öncesi Marka Sorgulaması ve Benzerlik Analizi

Marka başvurusu yapmadan önce benzer ya da tescilli markaların olup olmadığına bakmak şart. Çünkü “aynı ya da ayırt edilemeyecek düzeyde benzer işaretler” başvurunuzun reddine sebep olabilir.
Bu adımı ihmal etmek, hem zaman hem kaynak kaybına neden olabilir.
İpucu: İnternette kısa bir arama yeterli görünse de, resmi ve güncel “Marka Bülteni” sorgulaması yapmak, riskleri azaltır.

4. Tescil Başvurusu ve Yayın‐İtiraz Süreci

Başvuru yaptıktan sonra süreç şu adımları içeriyor: şekli inceleme → esas inceleme → Resmî Marka Bülteni’ne yayın → üçüncü kişilerin itiraz hakkı.
Bu aşamalarda dikkat edilmesi gerekenler:

  • Başvuru formu, görsel/logo uygunluğu, mal/hizmet tanımı eksiksiz olmalı
  • Yayın sürecinde markanız üçüncü kişilerce görülebilir ve itiraz gelebilir
  • İtiraz halinde yanıt hazırlamak zamanında önem taşır
    İpucu: Başvuru sonrası düzenli kontrol yapın; “sessiz ilerledi” diye varsaymayın.

5. Marka Korumasının Devamlılığı — Yenileme, İzleme ve Devir

Marka sadece tescil edilmekle bitmiyor. 10 yıllık koruma süresi vardır ve bu süre sonunda yenileme yapılmalıdır. Ayrıca markanın izlenmesi (aynı ya da benzer markaların başvurusu) da önem taşır.

  • Yenilemeyi kaçırmak: Koruma kaybına yol açabilir
  • Marka devri/virman: Şirket birleşmesi ya da unvan değişikliği durumlarında işiniz varsa planlı hareket edin
    İpucu: Otomatik yenileme takibi kurun. Marka izleme hizmeti almak riski düşürür.

Sonuç

Marka tescili, “bir isim/logo almaktan” çok daha fazlasıdır: Hukuki güvenlik, pazarda ayırt edilebilme, yatırım değeri gibi çok boyutlu bir stratejidir. Başvuruyu yaptınız diye işin bittiğini düşünmek yerine, oluşturma → başvuru → izleme/yenileme döngüsünü sürekli yönetin.
Kurumsal olarak bu süreci profesyonel bir şekilde yönetmek isterseniz, biz size bu yolculukta rehberlik etmek isteriz.

👉 Marka Tescil Hizmetlerimizi İnceleyin

Daha Fazla İçerik

SSL

SSL Sertifikanızın Sürekliliği Neden Önemli?

Giriş SSL yalnızca “bir kez kur, unut” denilebilecek bir ürün değil. Sertifikanın sürekliliği, güncelliği ve doğru yapılandırılması, sizi güvenlik açıklarından, SEO kayıplarından ve kullanıcı güveni