Kapitalizmin kara delik gibi her şeyi yutup kendi bünyesine katması sadece ekonomik alan ile sınırlı değil. Benzer bir durum sosyokültürel boyutta da gözlenebilir, bilim ve teknoloji üretiminde de. O halde kök soru şudur: Kapitalizmin bağrından çıkacak bir “icat” onu yıkabilir mi?
Teknoloji, özde, yıkmasını bilen bir kavram. İleri teknolojilerin bir adı da “yıkıcı teknoloji”. Ancak onun yıkıcılığı bugüne dek hep kendi bünyesinde gerçekleşti. Yeni gelen bir teknoloji eskisinin pabucunu dama attı. Ancak teknoloji, örneğin, kapitalizmi yıkmak ve daha adil, daha sosyal bir dünya kurmak için çaba sarf etmedi. Edemez(di) de. Çünkü dizginleri ona araştırma yapsın diye kaynak temin edenlerin elinde(ydi).
Kapitalizmin ve onunla gelen global toplumsal düzenin değişmesi-dönüşebilmesi için, bellidir ki, global ekonomik paradigmanın değişmesi-dönüşmesi gerek! Bolca petrol, doğal kaynak, mal ya da hizmete sahip olmak ne yazık ki bu toplum modelini değiştirmek için yeterli değil. Olmadığı da on yıllardır dünyanın dört bir yanında görülmekte!
Kapitalizm ile gelen ekonomik paradigmayı değiştirmek ancak merkezdeki kritik “güvenilir üçüncü şahıs”ı (GÜŞ) ortadan kaldırmakla mümkün olabilir. Bugünün sanayi toplumunda bu GÜŞ makamını merkez bankaları işgal etmiş durumda. GÜŞ’ün ortadan kalkabilmesi için onun varlığının temin ettiği temel şeye gerek kalmaması lazım: Güven! Güvene gerek kalmaması güvensizlik demek değil. Daha ziyade güven duygusunu gerekli kılan korku, belirsizlik ve endişenin ortadan kalkmasıdır. Dün “dünyayı değiştirmeye kalkmadıktan sonra yaptıkların ne işe yarar” bakışında olan filozofların önerdiği Marksist söylem, bugün yerini internetin birbirine kenetlediği bireylerin kullanımına sunulan blokzinciri yapısıyla hayata geçirilmeye çalışılıyor. Internet sosyalist ise, blokzinciri belki de gelmiş geçmiş en “komünist” teknoloji!
Kriptopara fiyatlarının son birkaç haftadır (yeniden) tepetaklak olması ne bütünüyle Elon Musk’ın bir öyle bir böyle açıklamalarına bağlanabilir. Ne de Çin’in ilan ettiği yeni ekonomik kısıtlamalara. Bir yanda GÜŞ’leri ortadan kaldırma, yeni bir toplumsal düzenin ortaya çıkmasını sağlama potansiyeline sahip bir teknoloji var. Diğer yanda ise kapitalist kara delik (KKK) anlayışı. KKK bugüne dek hep galip geldi! Bu kadar başarılı olmasındaki temel motivasyon da Karl Marx’tan beri “eğer öyle yapmazsa yok olacağını” idrak etmiş olması. Kapitalizm girdiği her mücadeleyi ölüm-kalım savaşı olarak değerlendiriyor. O nedenle vahşi, o nedenle muzaffer!
Yeni bir toplumsal model, GÜŞ’leri ortadan kaldırmanın yanı sıra yeni bir ekonomik akar modelini de icat etmeli. Sanayi toplumu, tarımı bu şekilde yenmedi mi? Toprağa, tarıma dayalı feodal ekonomi modeli fabrikaya-makineye dayalı sanayi modeline yenildi. Bugünün temel dinamosu ise ancak “dijital” tabanlı bir model olabilir. Dijital toplumdan bahsedilecekse, ekonomik değer yaratan, ekonomik takasa tabi metanın da dijital olması gerekir. Benzer şekilde fabrikaya-makineye enerjiyi nasıl ki petrol temin etmekteyse dijital için de gerekli olan enerjinin kaynağı bellidir: Veri! Öte yandan bu modelin geçerliliği, Marksist söylemdeki gibi süresiz-sınırsız değildir! Bir gün herkes blokzincirinin değerini anlamayacak! Ufukta yeni bir rakip belirdi bile: Marsa ve uzaya açılım!
Tanol Türkoğlu-Herkese Bilim Teknoloji Dergisi; “Dijital Kültür” Köşesi (Sayı 270 27.05.2021)